Turizmin küresel nabzı 28. EMITT Fuarı’nda attı
İSTANBUL (İGFA) – T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Ticaret Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Türk Hava Yolları’nın kurumsal sponsorluğunda Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin (TTYD) iş iştirakinde ve Türkiye İş Bankası’nın ana sponsorluğunda düzenlenen EMITT – Doğu Akdeniz Milletlerarası Turizm ve Seyahat Fuarı, bu sene ABD, Almanya, İngiltere, Rusya, Fransa, Güney Afrika, İspanya, İtalya, İsviçre, Kanada, Hindistan, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri üzere ülkelerin de bulunduğu toplamda 78 ülkeden 666 davetli çeşit operatörünün yanı sıra binlerce iştirakçi ve ziyaretçiyi konuk etti.
“Turizmi Yine Tanımlamak: Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Cesaretli Adımlar” teması altındagerçekleşen fuarın son gününde;“Influencer ve Yapay Zeka Gücüyle Turizmde Yaratıcı Büyüme”, “Yapay Zeka Tatile Çıkarsa?” ve “Turizm 5.0: Tecrübeler Evriliyor!” başlıklı bahisler dal temsilcileri tarafından masaya yatırıldı.
Influencer ve Yapay Zeka Gücüyle Turizmde Yaratıcı Büyüme
Fuarın 3. günü “Influencer ve Yapay Zeka Gücüyle Turizmde Yaratıcı Büyüme” kısmı ile başladı. Gezimanya Kurucu Ortağı Murat Özbilgi moderatörlüğünde gerçekleşen panelde; Yaratıcı Üretimci & Seyahat İçerik Üreticisi Alex Chacon, Dijital İçerik Üreticisi Helin Beğenilen Yılmaz, Seyahat İçerik Üreticisi Jihade Benalluch, Seyahat Blog Müellifi & İçerik Üreticisi Pedro Richardson ve Seyahat İçerik Üreticisi Viktoriya Şener konuşmacılar ortasında yer aldı.
Yapay zekanın içerik üretim sürecine olan tesirlerini kıymetlendirerek, bu teknolojinin sunduğu avantajları ve sonlarını ele alan Yaratıcı Üretimci & Seyahat İçerik Üreticisi Alex Chacon, “Yapay zeka, yeni bir kente gidildiğinde kentle ilgili temel bilgiler sunarak içerik oluşturma sürecini hızlandırıyor ve klasik olarak saatler sürecek işleri tek tıkla halledebilme imkânı tanıyor. Lakin içerik üreticileri için en büyük problemlerden biri, daima birebir çeşitte içeriklerin üretilmesi” dedi.
Yapay zekanın seyahat içerik üretiminde bir araç olarak kullanılabileceğini lakin büsbütün yapay zekaya bağımlı olmanın yanlışsız olmadığını vurgulayan Seyahat Blog Muharriri & İçerik Üreticisi Pedro Richardson, “Araştırmalarımda ve işlerimi kolaylaştırmak için yapay zekadan yararlanıyorum. Lakin yapay zekanın tekdüze ve monoton bir lisan kullanması, insani dokunuştan uzaklaştırıyor. İçeriklerin yalnızca yapay zeka tarafından üretilmesini desteklemiyorum. Markaların gerçek şahıslarla tanıtılması için teknolojik imkânların kıymetlendirilmesi gerekiyor lakin bunun ayrıntılı bir takım çalışmasıyla da desteklenmesi gerekiyor. Ayrıyeten, yapay zeka ile üretilen görsellerin, gerçeklikle örtüşmemesi halinde hayal kırıklığı yaratabileceğini düşündüğüm için bu cins görselleri kullanmıyorum. Yapay zekanın her lisanda içerik üretme potansiyeline sahip olması avantaj sağlıyor. Fakat bir kişinin tek başına birçok lisanda hesap yönetmesi mümkün değil. Yapay zekanın destekleyici bir araç olarak kullanılması gerektiğine, lakin insani ögelerin içerik üretiminde kesinlikle korunması gerektiğine inanıyorum” açıklamasında bulundu.
Dijital içerik üretiminde yapay zekadan da faydalanan Dijital İçerik Üreticisi Helin Beğenilen Yılmaz, “Özellikle görsel oluşturma, düzenleme ve yazı yazma süreçlerinde yapay zekadan dayanak alıyorum. Yapay zekanın avantajlarının yanı sıra deepfake üzere teknolojilerle dolandırıcılık da arttı ve fenomenlerin görüntüleri müsaadesiz kullanılarak beşerler mağdur ediliyor. Yapay zekayı sohbet için kullanmayı seviyorum ve gündemi takip etmede yararlı buluyorum. Lakin yapay zeka, insan hislerini, samimiyeti ve bağı taklit edemeyecek. Bu yüzden ürettiği içerikler de gerçek etkileşim yaratamayacak. Yapay zekanın fenomenlerin yerine geçemeyeceğini lakin yapay zekayı araç olarak kullanıp kendi özgün içeriklerini üreten şahısların başarılı olabileceğini düşünüyorum. Ayrıyeten, sanal influencerlar, büyük mutabakatlar yapsa da gerçek seyahat influencerlarının yerini alamayacaktır. Yapay zekayı toplumsal medyadaki anonimliğe benzetiyorum. En verimli kullanım, çıktısına insani dokunuşlar ekleyen şahıslar tarafından gerçekleştiriliyor” dedi.
İçerik üretiminde yapay zekanın rolüne dair istikrarlı bir yaklaşım benimsediğini vurgulayan Seyahat İçerik Üreticisi Viktoriya Şener,“Yapay zekadan sırf başlık yazarken yahut hayal gücü gerektiren görsel ve görüntü fikirleri oluştururken takviye alıyorum. Lakin fotoğraf çekimlerinde ve içerik üretiminde büsbütün gerçek imgeler kullanıyorum. Seyahat edenlerin beklentilerini karşılanamayacak formda yükseltmemeyi ve samimi bir tecrübe sunmayı amaçlıyorum. Seyahat rotalarını belirlerken yapay zekanın tanınan destinasyonları tahlil etmesinden yararlanıyorum ancak ürettiğim içerik, büsbütün kendi gözlemlerime dayanıyor. İnsan faktörünü ve tecrübeleri ön planda tutarak videolarıma yansıtmaya itina gösteriyorum. Yapay zekanın yaratıcılığı ele geçirmesinin mümkün olmadığını, zira gerçek yaratıcılığın bir diğerinin keşfetmediğini öne çıkarmak olduğunu düşünüyorum. Ayrıyeten, içerik üretiminde vakitsiz ve özgün bir perspektif hayli değerli. Birkaç saniye içinde insanların dikkatini çekebilmek gerekiyor” açıklamasında bulundu.
Yapay Zeka Tatile Çıkarsa?
3.günün ikinci oturumunda gerçekleşen “Yapay Zeka Tatile Çıkarsa?” panelinde; “Turizm Dalının Geleceğini Şekillendiren Teknolojik Trendler: Dijitalleşme, yapay zeka, data analitiği ve sürdürülebilir inovasyon”, “AI Dayanaklı Stratejiler”, “Yapay Zekanın Seyahat Alışkanlıklarını Dönüştürmesi”, “Operasyonel Verimlilik ve Müşteri Deneyimi” ve “Sürdürülebilirlik ve Geleceğin İş Modelleri” Fütürist, Ekonomist, Stratejist, Yazar Ufuk Tarhan tarafından ele alındı.
Yapay zekanın gelecekteki iş gücü üzerindeki tesirlerine değinen Ufuk Tarhan, “2050’li yıllarda insanların yapacağı işlerin %20’ye kadar düşebileceğini, geri kalanının ise teknoloji ve yapay zeka tarafından yapılacağını öngörüyorum. Bu durumda, insanların ömür haklarını kazanabilmesi için iş modeli, radikal bir değişime uğrayacak. Bu değişim yalnızca işin içeriğini değil, mühleti ve biçimiyle de büyük dönüşümler yaratacak. Teknolojinin gücüyle insanların yapamayacağı işler yapılabilir hale gelecek ve bunun sonucunda da meslekler çeşitlenecek. Yapay zeka, verimlilik artışı sağlayarak milyonlarca yeni iş yaratacak ve mevcut işlerin evrileceği bir devir başlayacak. Teknolojinin insan hayatındaki olumsuz tesirleriyle ilgili kaygılarım bulunuyor lakin bu teknolojilerin süratle gelişen dünyada daha verimli, süratli ve kârlı sonuçlar doğuracağına inanıyorum” dedi.
Sözlerine teknolojiye odaklanarak insanlık için yeni tahliller geliştirenlerin işsizlikle karşılaşmayacaklarını vurgulayarak devam eden Tarhan, “Teknoloji, büyük dönüşümlere yol açıyor ve her yeni teknoloji, insanlık üzerinde uzun vadede büyük değişimler yaratıyor. Fakat, bu cins değişimler kısa vadede abartılıyor. Geçmişte de emsal beklentilerin gerçekleşmediğini hatırlamakta fayda var. Ayrıyeten yapay zeka, yalnızca iş gücü değil, eğitim üzere birçok alanda da ihtilal yaratacak. Örneğin, Harvard’daki profesörler, sınıfta yapay zeka takviyeli araçlarla daha verimli eğitim tecrübeleri sunuyor. Hatta şahsileştirilmiş eğitim ve not alma sistemleriyle öğrenciler performanslarını güzelleştirdi. Yapay zeka sadece bir ‘teknolojik gelişme’ değil, hayatın her alanına entegre olabilen bir araç ve önümüzdeki yıllarda kuantum bilgisayarlar üzere daha büyük ihtilallerin yaşanacağını öngörüyorum” açıklamasında bulundu.
Turizm 5.0: Tecrübeler Evriliyor!
Anatolity Kurucusu, Fütürist, Tecrübe Dizayncısı Dr. Cem Kınay moderatörlüğünde gerçekleşen ve 3.günün son oturumu olan “Turizm 5.0: Tecrübeler Evriliyor!” kısmında ise “Turizmi Güçlendiren 4 İlham Kaynağı”, “Longevity Turizmi: Sağlıklı ve Sürdürülebilir Deneyimler”, “Gastronomi Rotalarının İlham Verici Dönüşümü”, “Yaşayan Miras: Kültürle Geleceği Şekillendir”, “Oyun Değiştiriciler: Sporun Turizme ve Kültüre Etkisi” başlıkları The LifeCo Kurucusu Ersin Pamuksözer, Basketbol Koçu Ergin Ataman, Pîrî Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi, Arkeolog, Bilim İnsanı Prof.Dr. Havva İşkan ve Türk – Osmanlı Mutfağı Araştırmacı Şef Vedat Başaran tarafından değerlendirildi.
Longevity turizminin sağlıklı ve sürdürülebilir tecrübeler sunduğunu belirten The LifeCo Kurucusu Ersin Pamuksözer, “Longevity, hayat kalitesini artıran bir süreç ve günümüz dünyasında uzun yaşamanın değil, sağlıklı yaşamanın ön planda olması gerekiyor. Longevity sanayisi, 6,3 trilyon dolarlık bir pahaya ulaşarak otomotiv sanayisinin 2,5 katına çıktı. Dünya genelinde sistem insanların düzgünlük hallerini bozmak üzerine kurulu olsa da longevity, tam aykırısını sağlıyor. ABD vatandaşları, bu dala yılda 2 trilyon dolar harcıyor. Turizmciler ise dönemlerinin yalnızca güneşli periyotlara sıkışmasından kurtulmak için longevity dalına yönelmeye çalışıyor lakin gerçek pozisyonlandırma yapmaları gerekiyor. Aksi takdirde muvaffakiyet sağlanamayacaktır. Bu kesim yalnızca uzmanlık değil, birebir vakitte bir ideoloji de gerektiriyor” dedi.
Dönemsel mutfak araştırmalarının yapılmasının kıymetini vurgulayan Türk-Osmanlı Mutfağı Araştırmacı Şef Vedat Başaran, “Ural-Altay dağlarından başlayarak, Kuzey Hindistan’dan geçip Akdeniz coğrafyasına gelmiş bir milletin evlatları olarak, tarih boyunca dünyanın dört bir köşesindeki besinlerden faydalandık. Mutfağımızı sadece Anadolu mutfağıyla tanımlamak yanlış. Aslında çok daha geniş coğrafyalardan etkilenmiş büyük bir mutfağımız var. Domates ve salçanın mutfağımıza girmesiyle birlikte, mutfağımız çok daha varlıklı bir hâl aldı. Domates, coğrafyamıza sonradan gelmiş bir eser ve bu eserin öncesinde insanlarımızın nasıl beslendiğini anlamak değerli. Geçmişimizi gereğince bilmediğimiz için geleceğimizi sağlıklı biçimde şekillendiremiyoruz. Yaşadığımız bölge, farklı iklimleri barındıran, dört farklı denize sahip ve besin çeşitlerinin yüzde 80’ine hakim bir coğrafya. Trabzon ile Konya ortasındaki mutfak farkı ortadan kalkarsa, turizm mana kaybeder” açıklamasında bulundu.
Pîrî Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi, Arkeolog, Bilim İnsanı Prof.Dr. Havva İşkan ise Türkiye’nin kültürel mirasının benzersizliğine dikkat çekti: “Dünyada Türkiye’ye yaklaşabilecek ikinci bir ülke yok. Meksika, Mısır, İtalya ve Türkiye’yi gezmeden dünya kültürünü anlamak imkânsız. Anadolu, dünyanın en eski kültür merkezleri ortasında yer alıyor. Türkiye’nin dışında kalan kültürler monokültürken, Anadolu’yu farklı kılan özellik, burada pek çok kültürün bir ortada bulunmuş olması. Göbeklitepe ve Karahantepe’deki üzere hafriyatlar ilerledikçe daha fazla bilgi ortaya çıkıyor. Bu kültür varlıklarının korunması değerli. Türkiye’de kültürel mirasın turizm ile birleşmesine dair yapılan çalışmalar yetersiz kalıyor. Bu varlıkları turizme dönüştürmeden evvel muhafazamız gerekiyor. Kültürel mirasları doğal ortamlarında koruma etmek epey değerli. Arkeologlar olarak bu yapıları koruyup yaşatmak için çalışıyoruz. Ayrıyeten, Anadolu kültürlerinin korunmasına yönelik bir Anadolu haritası oluşturulması gerekiyor ve kültürel mirasların doğal peyzajlarıyla birlikte korunması gerekiyor. Kültür rotalarının tekrar düzenlenmesi ve bu bedellerin ahenk içinde anlatılması da gerekiyor. Kültürel miras, otel kesimine entegre edilebilir. Varlıklı otellerin bulunduğu kentlerin kültürel zenginlikleri de tıpkı ölçüde kıymetli.”
Takımlarıyla birlikte 365 günün 100 gününü otellerde geçirdiklerini belirten Panathinaikos ve A Ulusal Basketbol Kadrosu Başantrenörü Ergin Ataman, “Milli kadro ve kulüp ekibimizle çok sık seyahat ediyoruz. Bu süreçte en az 35 kişilik kafilelerle otel rezervasyonu yapıyoruz ve bizimle birlikte taraftarlarımız da birebir otelleri tercih ediyor. Konakladığımız kentler adeta meskenimiz haline geliyor. Otel tercihlerinde ise güvenlik ve beş yıldızlı hizmet ön planda. Atletlerimiz için yemek kalitesi çok değerli. Bilhassa mutfak kalitesi ve itinayla hazırlanmış kahvaltılar dikkatimizde. Sunumlar ve güler yüzlü otel işçisi de büyük bir etken. Ayrıca, otel seçimlerinde gürültü tesiri yaratabilecek onarım çalışmaları yahut düğün tertipleri üzere faktörler, sportmenlerin performansını olumsuz etkileyebilir. Yatakların gerçek seçilmiş olması da büyük bir ehemmiyet taşıyor. Türkiye’deki her şey dahil tatiller cazip olabilir fakat turistler, sabahleyin otelin imkânlarından faydalandıktan sonra akşamları kenti gezmek ve alışveriş yapmak istiyor. Bu nedenle etraf faktörlerine de dikkat ediyorlar. Spor tertiplerine katılmak için seyahat eden sporseverler, gittikleri ülkeye ekonomik katkı sağlıyor. Örneğin, bir ekip maç oynamak için bir kente gittiğinde, ekibin yanında binlerce taraftar da seyahat ediyor ve kentte konaklayıp harcama yapıyor” açıklamasında bulundu.
