İSTANBUL (İGFA) – Hem doğayı, hem insanları hem de iklimi koruyan bir yaklaşım için İklim Ağı, TBMM’ye sunulan İklim Kanunu teklifinin eksikliklerini dikkati çekti.

Şeffaf, sivil toplumu sürece dâhil eden ve hesap verebilir, sera gazı emisyonlarını bugünden itibaren azaltmayı hedefleyen, fosil yakıtları yerin altında bırakan bir İklim Kanunu talep ettiklerini belirten İklim Ağı bileşenleri, talep ettikleri eksiklikleri vurguladı.

İklim Kanunu yalnızca etrafla ilgili bir düzenleme değil, birebir vakitte ülkenin ekonomik ve toplumsal geleceğini de belirleyecek kritik bir adım. Fakat, kanun teklifi hazırlanırken bilim insanlarının ve iklim alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) görüşlerine başvurulmadığını öne süren bileşenler, “Bilim insanları, global sıcaklık artışını 1.5°C ile sınırlamak için emisyonların bugünden itibaren süratle azaltılması gerektiğini söylüyor. Lakin kanun teklifinde, sera gazı emisyonlarını bugünden itibaren azaltmayı taahhüt eden mutlak bir azaltım maksadı bulunmuyor. İklim değişikliğiyle gayrette en kıymetli adım fosil yakıtların terk edilmesi. Fakat, kanun teklifi kömür, petrol ve gaz kullanımının sonlandırılmasına dair bir gaye içermiyor. Teklif, esasen Emisyon Ticaret Sistemini (ETS) düzenlemeye odaklanıyor. Lakin, sera gazı emisyonlarının azaltımını hedeflemeden devreye alınacak bir ETS, düşük karbon fiyatlarının oluştuğu, sığ bir emisyon piyasasına dönüşme riski taşıyor. Ayrıyeten, mevcut teklifle önerilen “denkleştirme” sistemiyle tesisler, emisyonlarını azaltmak yerine fidan dikmek üzere uygulamalarla emisyon bedeli ödemekten kaçınabilir” diye konuştu.

Kömürlü termik santraller üzere fosil yakıta dayalı dalların kademeli olarak ortadan kalkmasıyla etkilenecek çalışanların ve geçim kaynakları bu bölümlere dayalı olan hane halklarının mağdur olmaması için adil bir geçiş düzeneği kurulması gerektiğine vurgu yapılırken, gelirlerin şirket değil, toplum faydasına kullanılması gerektiğini kaydetti.