Yalnız annelik: Bireysel değil, kitlesel sessizlik!
Gürhan ADANA / BURSA (İGFA) – Yalnız annelerin, başka bayanlara nazaran iki kat daha fazla yoksulluk riskiyle karşı karşıya bulunduğunu belirten Tüm Emeklilerin Sendikası Yenişehir Şube Başkanı Erkan Erdem, DİSK-AR ve UN Women raporlarına nazaran, bilhassa 0-6 yaş çocuğu olan bayanların, istihdamın en dışında kalan kümesi oluşturduğunu söyledi. Fazilet, “Öyle ki hem iş gücünden hem de toplumsal siyasetlerden dışlanıyorlar” dedi.
Çoğu yalnız annenin toplumsal garantiden mahrum kaldığını lisana getiren Fazilet, “Yani yalnızca bugünü değil yarını da teminatsız. Uzun yıllar kayıt dışı paklık, bakım, mesken hizmetleri üzere işlerde çalışan bu bayanlar emeklilik hakkından da fiilen dışlanmış durumda. Erkek hükümran sistemin çizdiği emeklilik sistemi, konut içinde verilen emeği yok sayıyor. Bu bayanlar yaşlandıklarında ne bir birikime, ne bir maaşa, ne de insanca bir yaşlılık hakkına sahip oluyor. Toplumsal güvenlik sistemi, yalnız anneleri ömrü boyunca çalıştırıyor lakin sonunda bir ‘emekli’ bile saymıyor. Bu da yalnız anneliği yalnızca bugünün değil, yarının da yoksulluğuna mahkum ediyor” diye konuştu.
Türkiye’de 1,7 milyon bayan, çocuğuyla birlikte yalnız yaşadığına işaret eden Fazilet, “Onlar için her sabah, sessiz direnişin bir günü daha başlıyor. Lakin kimsenin duymadığı bir direniş bu. Ne madalya veriliyor ne teşekkür, yalnızca bir daha unutulma, yok sayılma, farkedilmeme.Sigorta yok, kreş yok, toplumsal dayanak yok. Lakin fatura her ay var. Her sabah okul servisi, her akşam boş tencere” dedi.
Yalnız anneliği, “yoksulluğun en bayan hali” diye tanımlayan Fazilet, kimi annelerin, adliyelerde yıllarca süren nafaka davalarının sürüncemesinde hayatta kalmaya çalıştığını söz etti.
“Bazıları 12 saat paklık yapıyor fakat hâlâ kirayı denkleştiremiyor.” diyen Fazilet, “Her üç yalnız anneden ikisi, nafaka hakkını ya hiç alamıyor ya da mahkeme koridorlarında yıllarını yitiriyor. İcra takibine uğrayan belgeler her geçen gün artıyor. Yalnız bırakılan bir bayanın, sistemle olan tek ilgisi, resmi evrak üzerinden süren bir sabır imtihanı. Ve tüm bu yalnızlık, yalnızca ekonomik değil. Yalnız annelerin yarısından fazlası ağır depresyon ve tasa bozukluğu yaşıyor. Aile dayanağı yok, toplumsal dışlanma çok, geçim telaşı ise daima. Lakin onların gözyaşı, istatistik olarak bile kayda geçmiyor.Oysa tahlil aşikâr:Her mahalleye fiyatsız kamusal kreş yapılmalı, yalnız annelere direkt gelir takviyesi sağlanmalı, kayıt dışı mesken emeği için toplumsal güvenlik teşviki getirilmelidir.” diye konuştu.
