BUMİAD’dan termik santral uyarısı
BURSA (İGFA) – Komisyonun raporunda, “Zeytin, en doğal besin; gibisi bulunmayan şifadır. Ülkemizde Marmara ve Ege bölgelerinin, binlerce yılda oluşmuş toprak yüzey katmanında hayat alanı bulmuş, kök salmış, bölge halkının hayat kaynağı olmuştur. Taşınacakları yerlerin tabanı ve iklim koşulları mevcut kök saldıkları yerlerle muadil olmayacağı için randımanla yaşamaları mümkün değildir” denildi.
BUMİAD Başkanı Mustafa Gümüş’ün açıkladığı Tarım Hayvancılık ve Besin Komitesi teknik raporunda şu tabirlere yer verildi:
“Termik Santral: Kömür, petrol üzere fosil yakıtların yakılarak elektrik gücü üretildiği tesistir. Yanma sonucu oluşan ısı gücünün ~%50’si elektrik gücüne dönüşür.
Baca atık gazlarında yüklü ölçüde TOC kirleticisi vardır. Atık ısının ve kirleticilerin fazlalığı, dünya atmosferinin ısınmasına neden olduğu için en son tercih edilen elektrik üretim sistemidir. Zeytin, en doğal besin; gibisi bulunmayan şifadır.
Ülkemizde Marmara ve Ege bölgelerinin, binlerce yılda oluşmuş toprak yüzey katmanında hayat alanı bulmuş, kök salmış, bölge halkının hayat kaynağı olmuştur.
Taşınacakları yerlerin yeri ve iklim kuralları mevcut kök saldıkları yerlerle muadil olmayacağı için randımanla yaşamaları mümkün değildir.
ÜLKE İÇİN MALİ KAZANIMLAR
Kömür: mevcut stoklar yakılıp tüketildiğinde yarar sona erecek.
Bu müddette canlıların yaşamak için solumak zorunda olduğu hava kirlenecek.
Binlerce yılda oluşmuş verimli toprak örtüsü geri dönülemez halde tahrip olacak, zeytin de dahil olmak üzere bitki yeşeremez hale gelecektir.
ÜLKE İÇİN MALİ KAYIPLAR
Zeytin ağacının yaz-kış yapraklı yapısı, oksijen üretimine devam edemeyecek.
Sonsuz müddette üretilebilecek zeytin ve eserleri üretilip satılamayacaktır.
BUMİAD müspet bilim insanları olarak incelediğimiz bu bahiste, çıkarılmak istenen yasaya mutlaka karşıyız.
Güneş ve rüzgar santralleri ile elektrik üretimine takviye verilmelidir.
Mevcut termik santrallerin suram fizibiliteleri mevcut maddelere nazaran yapılmış olup, mevcut yakıt stokları ve temin kurallarına nazaran devam etmelidir.
Kömür üzere yeraltı zenginliklerimiz asla yüzey bitki örtüsü bozulmadan, derin hafriyatlar ve kapalı maden işletmeleri ile iktisada kazandırılmalıdır.
