Diş sıkma ve gıcırdatma en çok gençlerde görülüyor

İSTANBUL (İGFA) – Her yaş kümesinde karşılaşılan diş sıkmanın en sık görüldüğü yaş kümesi ise 20-40 yaş aralığındaki genç yetişkinler.

Sınav periyotları, gerilimli iş ortamları ve ağır ruhsal baskılar gençlerde diş sıkma riskini artırırken, çocuklarda ise diş değişim devirlerinde kısa periyodik diş sıkma davranışları görülebiliyor.

Özellikle anksiyete, uyku bozuklukları, diş meseleleri (kapanış bozukluğu gibi), birtakım antidepresanlar ve nörolojik hastalıklar bunlar ortasında birinci sırada.

Diş sıkma ve diş gıcırdatma gece uykusu boyunca farkında olunmadan yapıldığında, uzun vadede dişlerde aşınma, hassasiyet, çene ekleminde ağrı ve baş-boyun kaslarında meselelere sebep oluyor.

Uzun müddet tedavi edilmediğinde ise, diş yapısında kalıcı hasarlara ve çene ekleminde önemli işlev kayıplarına yol açıyor. Meğer gece plağı kullanımı, fizyoterapi, kas idmanları, gevşeme teknikleri ve gerilim azaltıcı terapiler ve botoks uygulamaları üzere çok geniş yelpazede tedavi seçenekleri ile hayat kalitesini artırmak mümkün.

Erken teşhis ve yanlışsız müdahaleyle diş sıkmanın yol açtığı sıkıntıların önlenebileceğini belirten Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi İSİM Öğretim Üyesi Merve Çakır’ın, diş sıkmanın tesirlerini azaltmak için de birkaç önerisi şöyle:

Azaltın: Stresinizi azaltacak teknikler geliştirin (Egzersiz, meditasyon, hobiler).

Değiştirin: Uyku tertibinizi değiştirin. Nizamlı ve kaliteli uyku alışkanlığı edinin.

Rahatlayın: Çene kaslarını rahatlatıcı antrenmanlar yapın.

Sınır koyun: Kafein ve alkol tüketiminizi sınırlayın.

Aksatmayın: Diş doktoru denetimlerinizi ihmal etmeyin.