İhracatçının yol haritası yeniden yazılıyor

İZMİR (İGFA) – TCMB’nin bu adımları, bir yandan TL’nin cazibesini artırmayı, öbür yandan döviz talebini denetim altında tutarak rezerv birikimini desteklemeyi amaçlıyor. Lakin bu geçiş süreci, ihracatçılar için yeni bir stratejik konumlanma gereksinimini da beraberinde getiriyor.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, EİB olarak bu dayanağın yıl sonuna kadar uzatılmasının, ihracatçının planlama yapabilmesi ve kur kayıplarını sınırlandırabilmesi açısından değerli olduğuna inandığını söyledi. Merkez Bankası’nın attığı adımların TL’nin gerçek olarak pahalanmasını desteklemeyi, döviz kurlarındaki yükselişi sınırlamayı ve rezervleri artırmayı amaçladığını belirten Eskinazi, “Ancak ihracatçılar açısından dengeyi düzgün kurmak koşul. Dikkat cazip bir öge ise hem döviz dönüşüm dayanağı (%3) hem de ihracat gelirlerinin %35’inin MB’ye satış zaruriliği, yalnızca 31 Temmuz 2025’e kadar geçerli. Bu kısa periyodik uygulamaların planlamayı zorlaştırdığı ortadadır. Ayrıyeten gerçek efektif döviz kurunun yüksek kalması bekleniyor. Bu da ihracatçının memleketler arası rekabet gücüne katkı sağlamayacak, tersine firmaların kârlılıklarını baskı altına alacaktır. Kıymetli TL ve yüksek faiz ortamı hâlâ devam ediyor. Bu tablo, üretim ve ihracat yapan firmalar için maliyetlerin üst taraflı kalmasına, hasebiyle fiyat tutturma baskısının artmasına neden oluyor.” diye konuştu.

TCMB’DEN YENİ DÜZENLEMELER: TL’YE GEÇİŞ VE FİNANSAL İSTİKRAR İÇİN ADIMLAR

Hatırlanacağı üzere açıklanan en önemli düzenlemeler şöyle:

• Yabancı para mevduatlarında mecburî karşılık oranları tüm vadelerde 200 baz puan artırıldı.
• Döviz cinsi repo süreçlerinde zarurî karşılık oranı 400 baz puan yükseltildi.
• TL mevduat oranı yüzde 60’ın altında olan bankaların, bu oranı her ay en az 0,3 puan artırmaları beklenecek.
• TL zarurî karşılıklara uygulanan faiz oranı, TCMB yüklü ortalama fonlama maliyetinin yüzde 84’ünden yüzde 86’sına çıkarıldı.