MÜSİAD İzmir’den greve sağduyu vurgusu

İZMİR (İGFA) – Müstakil Endüstrici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Başkanı Gökhan Temur, İzmir’de başlatılan grev ile ilgili bir basın açıklaması yaparak tarafları sağduyuya davet etti.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde vazife yapan yaklaşık 23 bin çalışanın 29 Mayıs prestijiyle başlattığı grev, kentimizde toplumsal hayatın ve ekonomik işleyişin çeşitli boyutlarda sekteye uğramasına yol açmış, bu sürece dair müşahedelerimizi ve yaklaşımımızı kamuoyuyla paylaşma zarureti doğmuştur.
MÜSİAD İzmir Başkanı Gökhan Temur ”Günlerdir devam eden grev nedeniyle kent genelinde paklık, ulaşım, lojistik ve toplumsal hizmet alanlarında yaşanan önemli aksamalar; sanayi bölgelerinden küçük esnafa kadar geniş bir bölümü olumsuz etkilemektedir.
İzmir’in iş dünyası açısından taşıdığı stratejik ehemmiyete karşın, hizmet altyapısının zayıflaması hem günlük operasyonları sekteye uğratmakta hem de üretim planlarını bozmakta; kimi dallarda ise direkt mali kayıplara yol açmaktadır.
Özellikle lojistik ve tedarik zincirinde yaşanan gecikmeler, rekabet gücümüzü zayıflatmaktadır.” dedi.
İSTİKRAR ORTAMI BOZULURSA, YATIRIMCI TEREDDÜT EDER
İzmir, hem yerli hem yabancı yatırımcılar için büyük potansiyele sahip bir kenttir. Lakin belediye hizmetlerinin aksadığı, toplumsal hayatın durağanlaştığı, grev ve gibisi krizlerin çözülmeden uzadığı bir ortam, yatırımı direkt etkilemektedir.
Yaşanan grev sadece mevcut üretim süreçlerini değil, gelecekteki yatırım kararlarını da olumsuz etkileme riski taşımaktadır.
TOPLUMSAL İSTİKRARIN DE KORUNMASI GEREKLİDİR
MÜSİAD Başkanı Gökhan Temur ”Hak arayışı toplumun tamamına mağduriyet yaşatmamalıdır. Kentin belediye hizmetlerinden yoksun kalması, toplumsal tertibin bozulması ve iktisadın ziyan görmesi; sadece bugünü değil, uzun vadede İzmir’in prestijini ve gelişim potansiyelini de tehdit eder niteliktedir.
Bu bağlamda, başta İzmir Büyükşehir Belediyesi idaresi ve ilgili sendikalar olmak üzere tüm taraflara davetimiz, sorumluluk şuuru içerisinde hareket edilerek müzakere kapılarının açık tutulmasıdır. Uyuşmazlıkların tahlili için hususun özüne ve ortak yarara odaklanan bir yaklaşım benimsenmeli; irtibat ve uzlaşı, ideolojik yaklaşımların ya da siyasi hesapların önünde tutulmalıdır.”