Sıvı ihtiyacında önce suyu tercih edin!
İSTANBUL (İGFA) – Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, havaların ısınmaya başlamasıyla daha da ihtimam gösterilmesi gereken su tüketimi hakkında bilgi verdi.
Suyun yaşamsal faaliyetler için elzem olduğunu hatırlatan Yiğit, “İnsan bedeninin yüzde 60’ı sudan oluşur. Bedende bulunan suyun yüzde 60’ı hücre içinde yüzde 40’ı ise hücre dışında bulunur.” dedi. Sağlıklı bir bedenin, sıvı istikrarını her vakit sağlamakla yükümlü olduğunu lisana getiren Yiğit, bedenden günlük olarak deri, akciğer ve boşaltım organları ile sıvı kaybı olduğunu belirterek, günlük su gereksinimi yapılan aktivitelere, ısı durumuna ve metabolizma suratına bağlı olarak değişebildiğini söyledi.
Susama düzeneğinin nasıl çalıştığı hakkında bilgi veren Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Kandaki iyon yoğunluğunun yüzde 1 artması ile hipotalamustaki susama merkezi uyarılır.” dedi.
Susuzluğun neden olduğu belirtilere de değinen Yiğit, “Vücutta yüzde 3 sıvı kaybı kan hacmi ve fizikî performansı azaltırken, yüzde 5 ve üzeri sıvı kaybı baş dönmesi, yorgunluk ve hatta teneffüs kahırlarına sebep olabilir. Günlük su gereksiniminiz bilimsel bilgilere nazaran tartınız başına 30 mililitredir. Yani 60 kg bir bireyseniz günlük 1,8 litre su gereksiniminiz vardır. Fakat bu gereksinim günlük yapılan aktivitelere, ısı durumuna ve metabolizma suratına bağlı olarak değişebilir.” diye konuştu.
SU GEREKSİNİMİ YALNIZCA SUYLA KARŞILANMALI
Birçok araştırmanın, bedenin sıvı gereksiniminin öncelikli olarak sudan karşılanması gerektiğini, çay, kahve üzere başka içeceklerin tüketiminin bu muhtaçlığı karşılamadığını belirttiğinin altını çizen Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Çünkü bu içeceklerin diüretik yani bedenden su atma tesirleri de vardır.” dedi.
Vücudun sıvı gereksinimi için günlük en az 600-1500 ml sade su tüketilmesi gerektiğini kaydeden Yiğit, günlük çay ve kahve en fazla 800 ml, yağsız yahut az yağlı süt en fazla 500 ml, meyve sularının ise en fazla 125 ml olarak tüketilmesi önerdi. Yiğit, içişlen suya rastgele bir kronik rahatsızlığın olmaması durumunda limon, nane yaprağı ve seylan tarçını ekleyerek, antioksidan kıymetinin artırılabileceğini söyledi.
